Beynimizde hareketlerimizi kontrol eden ve bundan sorumlu olan hücreler bulunur. Bu hücrelerden kimyasal maddeler salgılanır. Bunlardan birisi de dopamindir. Dopamin beyine gelen bilgileri bir sinir hücresinden diğerine aktarır. Böylece vücut dengesi sağlanmış olur. Fakat bu hücrelerin bir kısmı hasar gördüğünde ya da azaldığında dopamin salgılanamaz. İşte azalmış dopamin sonucu vücutta titreme, yavaş hareket etme gibi vücudun dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkan hastalığa parkinson hastalığı denilmektedir. Parkinson, yavaş ve sinsi seyreden bir hastalıktır. Hastalık on yıl gibi bir süre boyunca sürekli ilerler. Ne ölümcül bir hastalıktır ne de felce neden olur. Başlangıcında tek taraflı belirtiler görülürken daha sonra bu bütün vücuda yayılır. Belirtilerin şiddeti her hastada farklıdır. Hastalık genelde 40 yaşından sonra görülür.
Belirtiler;
Tedavi Yöntemleri;
Hastalığın tedavisinde yer alan ilaçlar hastalığı durduramamaktadır, ancak belirtileri hafifleterek hastanın günlük yaşam faaliyetlerini rahat sürdürebilmesine yardım ederler. Hastalığın erken evresinde tedaviye başlandığında dopamin eksikliğinin beyinde oluşturacağı diğer işlev bozuklukları geciktirilebilmektedir. Parkinson hastalığı hareketleri yavaşlatan, kısıtlayan bir hastalıktır. Hastalık nedeniyle fiziksel aktivitelerini aza indirgeyen olgularda eklem sorunları gibi mekanik nedenler de hastanın bağımsız hareketini azaltabiliyor. Dolayısıyla Parkinson fizyoterapi ve egzersizin tamamlayıcı tedavi olarak kritik önemde olduğu bir hastalıktır.