Kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olan meme kanseri, dünyada her 8 kadından birinde görülmektedir. Son 50 yılda dünyada görülme sıklığı iki mislinden fazla artan meme kanserinin yaş ortalaması da son yıllarda erken yaşlara doğru kayıyor. ABD’de 50 yaşın altında meme kanseri görülme oranı %19’iken, Türkiye’deki oran %40’ın üzerine görülüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde erken evre meme kanseri oranı %25’iken Türkiye’de bu oran %5 civarında. Buna karşılık tanı anında 4. Evrede ABD’de %5 iken Türkiye’de %11 civarındadır. Peki genetik miras meme kanserinde ne kadar önemlidir?
Meme Kanseri Nedir?
Meme dokusundaki süt kanalını oluşturan ve süt yapıcı hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasıyla ortaya çıkar. Meme kanseri kadınlarda görülen kanserlerin %33’ünü oluşturur. Meme kanserlerinin yüzde 80’i invaziv duktal karsinomdur. Invaziv duktal karsinom, meme kanserinin süt kanallarında ortaya çıktığını gösterir. Meme kanserinin yüzde 20’si de invaziv lobüler karsinomdur. Bu türde ise meme kanseri süt kanallarında değil süt bezlerinde gelişir. Meme kanserinin görülme sıklığı yaş ilerledikçe artar. En çok 50-70 yaş aralığında görülen meme kanserinde risk ailede meme kanseri öyküsü bulunduğunda artmaktadır. Menopoz sürecinde 5 yıldan fazla hormon ilacı kullanmak da meme kanseri riskini artıran faktörlerden biridir.
Belirtileri;
Gereksiz Tedaviler Artık Önlenebiliyor
Çeşitli kanser türleri ile genler arasında ilişki bulunduğunu söyleyen uzmanlar özellikle ailesinde kanser görülenlerin genetik yatkınlığının araştırılması gerektiği söyleniyor. Genetik tetkiklerde genel yaklaşım, kanser sıklığı yüksek ailelerde öncelikle kanser teşhisi olan bireylerde şüphelenilen genetik sonuca bakmaktır. Bunların sonuçlarına göre risk altında olduğu düşünülen diğer aile bireylerine de test yapılabilmektedir. Fakat, kanser riski yüksek ailelerdeki bireyler tehlikeli bir BRCA1 ya da BRCA2 mutasyonu taşıyor demek değildir. Tanı konulduktan sonra yapılan genetik araştırmalar ise uygulanacak en doğru tedavinin seçilmesine ve gereksiz tedaviden kaçınılmasına yardımcı olmaktadır. Meme kanseri olan kişilerin kan bağı olan akrabalarında genç yaşta kanser var ise ya da yine kan bağı olanlarda birden çok kanser varsa bu hastaların genetik yatkınlığı olabileceğinden araştırılması gerekmektedir.
Aile İçinde Genç Yaşta Meme Kanseri Varsa Dikkat
Özellikle aile içinde 45 yaşın altında ve birinci, ikinci derece akrabasında meme kanseri olan veya birden çok yine birinci ve ikinci derece akrabalarında genç yaşta meme kanseri dışında başka bir kanser türü varsa yakın takip altına alınması gerekmektedir. Böyle bir aileden gelen kadınlarda meme kanseri olmuş yakınının yaşından 10 yıl öncesinde kontrollere başlanması gerekmektedir. Eğer gen panelinde patolojik bir gen bozukluğu var ise kanser görülmemiş diğer kişiler de kontrolden geçirilerek onlarda gen değişimi tespit edilirse cerrahi ya da ilaçla meme kanserinden korunma sağlanabilmektedir.
19 geni içeren panellerde genetik yatkınlık tespit ediliyor. Böylece ailesel yatkınlık var mı, görülmüş olunuyor. Takip ve tedaviler de genetik teste göre düzenleniyor. Genetik testle hem gereksiz tedaviler engellenmiş oluyor. Bunların yanında gerekli tedavi gözden kaçırılmamış oluyor.
Genetik Testin Avantajları
Tedavi Yöntemleri;
Meme kanseri erken tanı sayesinde %100’e yakın bir oranda tedavi edilebilir. Evre 0’da ameliyat sonrası kemoterapi tedavisine gerek duyulmamaktadır. Çoğu zaman radyoterapi de tedaviye eklenir. Evre I ve II ‘de kitle küçük olduğu için önce ameliyat ardından kemoterapi uygulanıp uygulanmayacağına karar verilir. Evre III’te önce kemoterapi tedavisi uygulanır ardından hasta ameliyata alınır. Evre IV’te ise eğer kanser vücudun çok fazla bölgesine yayılmadıysa cerrahi düşünülebilir. Ancak kanser yayılımı fazla ise sadece ameliyat kesinlikle önerilmez. Sadece kemoterapi ve bazen radyoterapi tedavisi uygulanır.